İki sene öncesiydi..Lise son sınıfa geçmeden yani üniversiteye hazırlanmadan önce bir ay çalışıp para kazanmam ve o parayla kendimi güzel bir tatille ödüllendirmem gerekiyordu.Tabii ozaman Karaköy'ün yıldızı yavaş yavaş parlamaya başlamıştı ki kuzenim şimdilerde Boşnak olan eski Komodor'da birbirinden lezzetli pizzalar yapıyordu.Hemen ona haber uçurdum.Kısa sürede Karaköy'ün ilk açılan kafelerinden Muhit'te garson olarak başlayabileceğimi söyledi.Havalara uçtum, tabi aynı zamanda bir tatlı heyecan.Yeni insanlar, yeni mekan bunlar fazlasıyla ilgimi çekiyordu ancak bunlara kapılmayacaktım.Hedef neydi?Para kazanmak ve burdan bir an önce toz olup gitmek...
İlk gün..
Size şunu söyleyebilirim ki, o gün kazandığım parayı ve o paranın değerini asla unutamayacak oluşum."50 LİRA".Belki bana inanamayacaksınız ama o parayı masanın üstüne koydum ve saatlerce ona baktım.O kadar çok yorulmuştum ki,gün içinde insanların sürekli yaptığım hatalara karşı beni iğneleyici şekilde bakmalarını, yeni olduğum için hiç molaya gidemeyişimi, yemek yemeye bile çekinişimi ve ya acaba memnun kalacaklar mı? kaygımı saymıyorum bile.Allah Allah paraya bak sen dedim ya.Eskiden babam 50 Lira verirdi.Bi kafeye gidip arkadaşlarımla iki satte bitirirdim.Bak sen kaderin cilvesine şimdi aynı parayı kazanmak için on saat çalışmam gerekiyor.
Günler bu şekilde geçmeye devam etti, yavaş yavaş alışıyordum , arkadaşlar ediniyor, sohbet ediyorduk,Tabi şafak saymaya devam..Hedef neydi?Para kazanmak..
Baktım ki ben bu işi kavradım, hatta baya baya kavradım.Kısa sürede en çok sevilen , en iyi çalışan elemanlardan olmuştum.Birazda ağzım iyi laf yapar tabi müşterilerle de aram iyiydi.E daha ne olsun?Sokakta ismim gülen kız olmuştu.Hatta komşu kafenin Gran Karaköy'ün çalışanlarıyla dışarı çıkmaya , eğlenmeye , dost olmaya başlamıştım.Ama bi saniye..Hedef neydi?Para kazanmak?
Oysa ben elimden takvimleri,aklımdan şafak saymayı,köşedeki paramı biriktirmeyi unutmuştum bile.Çok mutluydum.Bu işe girmeden önce mutluluk benim için bir varışken , bu işle mutluluk benim için bir yolculuk olmuştu.
Tatili bırak ,izinlli olduğum gün bile Karaköy'e geliyordum.Herkesi tanıyordum artık tabi.Çevrem olmuştu hemde ailem gibi.Gece dışarı çıkıp ertesi gün uykusuz uykusuz yine çalışıyorduk.Tatil iptal.Hedefler iptal.Paralar harcansın mı ozaman?
Okul açıldı, en önemli senem..Üniversite kazanmam gerekiyor, hem de çok çalışmam.Ailem işten çıkmam gerektiğini söylesede okul çıkışından sonrada çalışmak istediğimi, para kazanmaya alıştığımı, çevremi çok sevdiğimi ve dersleri asla aksatmayacağıma söz verdim.
EVET ARKADAŞLAR (SÖZÜNÜ TUTAMADI)
Okulda sürekli uyuyor,hiç test çözmüyordum.Sınıftaki herkes üniversite hayali kurarken ben tam anlamıyla hayatımı yaşıyordum.Karaköy'de ismi Gülen Kız, okulda Uykucu olmuştu.Hatta o dönem sonradan haberim olsa da abim Muhit'le konuşup Aylin'i işten çıkarın bir bahaneyle demiş ve beni işten çıkarmışlardı.Sonuçta her şey üniversite için dimi?
Dururmuyum yan dükkan olan Gran'a işe girdim.
DİP NOT:Hikayeye aşk karıştırmak istemedim ama ben bu evrelerde arkadaşlar Koray'la tanıştım.Hayatıma ışık olan,en iyi arkadaşım,sırdaşım ve sevgilim.Gran'da onunla çalışmak mükemmeldi.
Zaman hızla geçiyor ben hala test çözmüyor , okula uyumak için gidiyordum.Kocaman bir kış böyle gelip geçti.
Çok sevdiğim üniversitemi kazandım, hemde bütün kış kendini kitaplara kapatıp hayatından çalan bir çok arkadaşımdan daha iyi puanlarla kazandım.Şimdi yine sorsalar.Asla çalışmazdım.İyi ki son senemi bu kadar güzel geçirmişim.Herkesin bir yolu var arkadaşlar.Tabi ki en iyisine ulaşmak bizim elimizde.Ama önemli olan en iyisinde değil bizim hangisinde mutlu olduğumuz.
Aradan bir sene geçmişti ama ben eski ben değildim.Büyümüştüm,insanlarla ilgilenmek hemde her gün farklı farklı olanlarıyla, uğraşmak,laf anlatmak,sohbet etmek, kimi zaman keyif almak , kimi zaman tartışmak bana okadar çok şey kattı ki.
İnsanlara bedelini ödedikleri şeyler için hizmet etmek dünyanı en zor şeyi olabilir.
Ama ben bu işi çözdüm,sevdim,başardım.
Üniversite ikinci öğretim tercih ettim ki gündüzleri yine Karaköy'de çalışabileyim.Öyle de oldu sabah işe gelip akşam okula gidiyordum.Muhteşem bir tempoydu ama insanın kendinde bir şeyleri başarabildiğini görmesi muazzam bir duygu.Tavsiye ederim.
Velhasıl Üniversitede bölümümde üçündü oldum ilk sene çünkü severek okuyordum.Severek yapın, ne yaparsanız yapın ,yeter ki sevin arkadaşlar..
Ve koca bir yaz daha çalıştım.Burada ki üçüncü ve son yazımdı..
Bu kız bukadar niye yazdı derseniz?Ben okulun çok kıymetli bir yer olduğunu,okumaktan,öğrenmekten asla vazgeçmememiz gerektiğini,hayatın asla kolay olmadığı hele ki para kazanmanın emek istediği,karşımıza iyi insanlar olduğu gibi kötülerininde çıkabileceğini ve onlarla nasıl baş edilebileceğini 18imde öğrenmeye başladım.
Ne mutlu bana, e darısı da olmayanlara...
Şimdi hedeflerim var..Bu sene üniversitede son senem seneye Avustralya'ya gidiyorum.
Bana geriye kalan yeri asla dolmayack deneyimler, anılar ve güzel insanlar..
Beni büyüten sokağım baba evim Muhit ikinci yuvam ise Gran..
GÜLEN KIZINI UNUTMA KARAKÖY :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder