Yine Kadıköy'den Karaköy'e vapurla geçtğim günlerden birtanesiydi.Herzamanki gibi gitmem gereken yere geç kalmama rağmen sallana sallana gemime bindim.Denize sevdalı biri olarak yolculuğunuda haliyle çok severim benim için melankolik bir havası vardır hele bir de püfür püfür dışarda oturdum mu?Değmeyin keyfime.
Velhasıl ogün hava kapalı haliyle bende saçlarım bozulmasın edasıyla içerlerde bir yerlerde insanların azınlık olduğu serin bir yer ararken koskaca geminin sol tarafındaki oturma yerlerinde gemiye binen okadar insandan geriye sadece bir kadının oturduğunu gördüm.Durun durun burayı dikkatli okuyun çünkü maceram şimdi başlıyor...
Başında fransız şapkası çok hoş giyimli yaşının 55 65 arası olduğunu tahmin ettiğim tam bir İstanbul hanımefendisi.Yalnızca o vardı okadar büyük oturma bölümlerinde girer girmez göz göze geldik zaten .Ve gülümsedim ona oda buna okadar sıcak cevap verdiki. Dersenizki neden gülümsedin?Vallahi bilmiyorum içimden geldi.Bölmeyin devam ediyorum...Sonra bana dönüp "hayret burayı kimse bilmez herkes diğer tarafa oturur halbuki en serin ve sakin yer burasıdır sana bravo genç kız çözmüşsün " dedi ve sohbetimiz başladı.
İlkönce şapkasından girdi konuya korkmayın diye takıyorum kemoterapi gördüğüm için saçlarım döküldü kel kaldım dedi.Devamında saçlarıma iltifat etti ama bunu öyle muazzam bir özgüvenle söylediki inanın o an saçlarımdan utandım ne yalan söyliyim.Tanrı bana bolluk ve bereklete verdiği hoyratça kullanıp sürekli hayıflandığım saç tellerinden bu kadına bir tane bile bırakmamıştı tuhaflaştım.Nefesinin darlandığını zar zor yürüdüğünü hastalığındna önce çok gezginci hareketli olduğundan bahsetti.Ama hastalıktı bu işte izin alıp girmiyor ki vücuda hayır diyip kovalım.geriyede kalıp mücadele etmek kalıyor.Oda bunu en güzel şekilde yapıyor zaten.
Yaşımı sordu ve 17-18lik olduğumu duyunca çok hoşuna gitti üstümdeki yırtık kotuma diğerleri gibi "aa köpek parçalamış, çok açık yada bu ne böyle be" gibi tek düze inmiş görüşlerden daha fazlasını söyledi ve bombayı patlattı."Bayılıyorum üstüdekine sakın çıkarma başka modellerinide al bi kaç sene önce olsa bende giyerdim e ama şimdi olmaz tabi yaşıma uymaz" dedi 54 yaşında olduğunu öğrendiğim bu muhteşem kadın.
Şimdi canını sıkıcam herkes sordu bende soruyım ozaman hangi meslek? dedi bende gülerek cevap verdim Gazetecilik, yazıyorum yazmayı seviyorum ama bilmiyorum kararsızım dedim.Yüzünde munzur bi gülümseme oluştu ve zor dedi.Neden mi zor?Çünkü bende gazeteciyim demesiyle karşımda kendimi gördüm bu bendim sanki Tanrı bana benim 50 yıl sonraki halimi göndermiş gibi bu delilik canlılık ve onların altındaki güçlü ve hüzünlü kadın o an bunu hissettim, tuhaftı.Cumhuriyet Gazetesinde uzun yıllar çalışmış Milliyet'te de görev almış hem çekmiş hem muhabirlik yapmış hem yazmış mesleğinide bir okadar sevmiş.Bana verdiği tavsiye ise isteklerinin heveslerinin arzularının peşindne git ilk önce sev sonra karşılığını aldığını görüceksin dedi.
Çevrede bukadar at gözlüğü takmış cahil bağnaz katı fikirli çoluk çocuk genç yetişkin yaşlı varken bu kadın beni büyülemişti.Bana verdiği en efsane tavsiye ise sana ne derlerse bi kulağından girsin diğerinden çıksın insanlar dedikoduyu sever konuşur konuşturur sen dik dur ve gülümse ne istiyosun kiminle istiyosun ve ne yapmak istiyosan yap tabiki sınırlarını bil aklını kullan ama kulakların hep açık olsun genç kız birinden girdim mi diğerinden çıksın dedi bolca gülüştük
Sohbet koyulaşınca aynı semtte hatta yan yana olan sokaklarda oturduğumuzu öğrendik çok sevindik birlikte başka bir gün karşılaşırsak çay sözüde verdik.Hiç evlenmediğini ve kardeşlerininde olmadığını ailesi ölüncede geriye arkadaşlarının kaldığını öğrenmemle üzüldüm yalan söyleyemem böyle muazzam bir kadın nasıl olurda yalnız olur evlenmez çocuğu olmaz demekten çekinmedim ve sordum.Aldığım cevapsa burkulmama sebep oldu."Beni isteyenlerin hiç birini ben istemedim şu hayatta birini istedim oda beni istemedi aslında söylemedim belkide bilirdi severdi arkadaştık ama hayalimdeki o okadar güzeldiki bozmak istemedim tam yerini yurdunu yıllar sonra öğrendim yanına gidiyim derkende bu hastalık çıktı başıma artık görmesininde bir anlamı kalmadı dedi" SONRA DERİN BİR HAYAT ÇEKTİ İÇİNE.
Verdiği bir diğer öğüt ise "UMARIM KARŞINA HAYATININ ADAMI ÇIKAR VE SİZ BİRBİRİNİZE GEÇ KALMAZSINIZ " dedi İNŞALLAH demekten başka ne söylenebilir ki bende inşallah dedim
İndikten sonrada birlikte tramvaya bindik bol bol konuştuk sohbet ettik inanın gidiceğim yere gidesim gelmedi ama okadar tatlıydıki sırf yavaş yürüyor ve ben sıkılrım diye hadi hadi git artık diyip gülüşerek ayrıldık "sen çok akıllı bir kızsın yaşına şaşırdım açıkçası bizim eski kafalardansın ama değerini bil kendinin her istediğini yap" son sözleri oldu.Unutmadan ismi Deniz'di.Zaten böyle güzel böyle temiz böyle derin bir kadının ve böyle bir tanışmaya tesadüf gelen gemi yolcuğunun ardından ismi başka ne olabilirdi ki ?
Artık Deniz Hanım mi desem Deniz anne mi Deniz abla yada Deniz teyzemi bilemem ama iyiki o gün o gemiye bindim o rüzgar çıktı ve ben senınle aynı bölüme oturdum ve seni tanıdım.Kulağıma küpe olmadı söyledikleri yalnızca.Bana umut bana mutluluk bana heycan bana yaşama sevinci verdi.Yaşadığım hayatın bir kere olduğunu ve istediğim gibi yaşamam gerektiğini hatırlattı.
Ne aşkta ne işte ne bugunde ne yarında umarım hiçbirimizin keşkeleri olmaz ÇÜNKÜ HAYAT KEŞKELER İÇİN ÇOK KISA. Seviyorsan sev gidiyorsan git yapıyorsan yap ağlıyorsan ağla hiçbirşeyini yarım bırakma dün bitti yarın muamma sana bahşedilmiş mucizen ise bugün
Siz benim biricik baldan tatlı okuyucularım umarım bizden öncekiler gibi eşşeklik etmessizsiniz ve hayatınızı dilediğinizce yaşarsınız hepinizi kocaman kocaman öptüm en guzel yerlerınızden
19 Ağustos 2013 Pazartesi
18 Şubat 2013 Pazartesi
Cennete Benden Dedem İçin Mesaj
Şubat'ın sonlarına yaklaşırken, günlük telaşlar , haftalık planlar falan filan derken bir anda ananemin dün gece gördüğü rüyayı teyzeme anlatırken kulak misafiri olmamla duyduklarım soğuk duş etkisi yarattı bende.Bu hafta dedemin vefatının yedinci yılıymış ve ben çok sevdiğim ardından günlerce aylarca ağladığım hatta uzun bir süre toparlanamadığım insanı , sorsanız canımdan çok sevdiğim dedemi unutmuşum bile.
Kendimi sorgulama ihtiyacı duydum, "çok seviyodun birlikte çok vaktiniz geçti ailenin bir parçasıydı o senin dedendi, hastalandığında dua etmiştin öldüğünde ağlamıştın ama çok ağlamıştın uzun bir süre kimseyle konuşmamıştın günlerce aylarca unutmadın üzüldün ama çok üzüldün" dedim kendi kendime.Peki ya sonra? Sonra ne oldu mu?Ben size söyliyim doğum günüm yaklaşmıştı onsuz ilk doğum günümdü sevdiklerim yanımda olduklarını gösterdiler sonra saçlarımı uzatma kararı aldım sonra annemler yaz için tatil planı yapmaya başladılar aynı zamanda o ara abimin kolu kırıldı onunla baya uğraştım dalga geçtim sonra yine aynı dönem teyzemin tansiyon problemi çıktı onunla uğraştık sonra okuldaki bi çocuktan hoşlandım daha güzel giyinmeye başladım o arada haftasonları gelenekselleşen pazar kahvaltılarımızı yapmaya devam ediyoruz tabi ama en kötüsü sabahları okula gitmek için erken kalkmaktı.
Size bunları bu gereksiz detayları neden verdiğimi merak ediyorsunuz tabi.Meraklandırmadan söyliyim canlarım HAYAT HERŞEYE RAĞMEN DEVAM EDİYOR.SEN İSTESENDE İSTEMESENDE HERŞEY DÜZELECEK.İHTİYACIN OLAN SADECE ZAMAN.VE İLK BAŞTA KENDİN OLMAK ÜZERE İNSANLARIN DEĞERLERİNİ ONLAR HAYATTAYKEN BİLMEK VE ZAMANIN VARKEN HİÇ BEKLEMEDEN SEVGİNİ GÖSTERMEK SEVMEK SEVİLMEK.ÇÜNKÜ ONLARI KAYBETTİĞİMİZDE BUNLARIN HİÇBİR ANLAMI OLMAYACAK.
Zor günlerimizde zaman akıp geçmiyor gibi duruyor ya aslında öyle bir geçiyor ki hızına yetişmek mümkün değil.Ben dedemin öldüğü günü çok net hatırlarım, pazartesi günüydü ve ben o günden itibaren günlerce haftalarca aylarca şukadar gün oldu şukadar gün önce vardı bu kadar hafta önce hayattaydı diye diye kaç yılı bitirmişim ve en son inanın 3 yıl oldu dediğimi hatırlamıyorum.Bugun tam 7 yıl olmuş.Onuda tesadüfen hatırladım ananem vesilesiyle ama iyiki de öğrendim bu yaptığım ayıbı buda benim kendimi sorgulamamı sağladı.Bu yazıyı size hem bazı değerleri vaktiniz varken farketmeniz benim gibi olmamanız için yazdım ama asıl amacım benim biricik dedeme olan hem vefa borcum hemde ona karşu duyduğum mahçububiyetin özür mektubu belki görür duyar hisseder kim bilir?
Gerçe oralarda facebook twitter yada msn varmıdır bilmem ama teknoloji baya ilerledi yani internet mutlaka vardır yoksa bile kısa mesaj devri var dicem ama çok saçmalamış olucam dedem nerden bilsin mesaj atmayı internette gezinmeyi adam trt den star tv ye zor geçerdi neyse hem sonuçta sıradan bir dede değil o benim dedem bir yolunu bulur okur.
Ben böyle çok atıp tutuyorum diye benim herkesin değerini çok iyi bildiğimi yada anı yaşadığımı sevdiğim insanlara bunu açıkça söyleyebildiğimi falan düşünmeyin.Hangimiz becerebiliyoruz ki?Ama en azından belki hayatımızda gelip geçen insanları hatırlarsak ve onlar için sarfettiğimiz keşkeleri düşünürsek; BUNDAN SONRAKİ HAYATIMIZDA KEŞKE DEMEMEK İÇİN HAYATIMIZDA OLAN YADA OLMASINI İSTEDİĞİMİZ İNSANLARA FIRSAT VERMELİ DEĞERLİ OLDUKLARINI VE EN ÖNEMLİSİ SEVGİMİZİ HİSSETTİRMELİYİZ
Sevdiklerinize zaman ayırın; yoksa zaman sizi sevdiklerinizden ayırır-William Golding
Dedecim iyiki hayatımdan gelip geçtin,iyiki seni kısa bir süre olsada tanıdım hayatımın bundan sonraki evresinde seni asla unutmayacağım dersem belki yine yalan söylemiş olurum ,hayatın telaşlarını benden iyi sen bilirsin ama kalbimde yerin aklımda bana verdiğin öğütlerin ve parmağımda sen öldükten sonra ananemin bana verdiği alyansın hep benimle olacak.Haa bide hazır okumuşken benim kolamın içine su katıp anlamadığımı zannediyodun ya hep farkındaydım o korkunç şeyin kola olmadığını ama çaktırmıyodum bil istedim bide sakladığın çikolataları kimin yediğini merak ediyodun ya?Ben yiyodum ya hepsi için özür dilerim.Seni çok seviyorum dualarım hep seninle.MEKANIN CENNET OLSUN DEDEM.
Kendimi sorgulama ihtiyacı duydum, "çok seviyodun birlikte çok vaktiniz geçti ailenin bir parçasıydı o senin dedendi, hastalandığında dua etmiştin öldüğünde ağlamıştın ama çok ağlamıştın uzun bir süre kimseyle konuşmamıştın günlerce aylarca unutmadın üzüldün ama çok üzüldün" dedim kendi kendime.Peki ya sonra? Sonra ne oldu mu?Ben size söyliyim doğum günüm yaklaşmıştı onsuz ilk doğum günümdü sevdiklerim yanımda olduklarını gösterdiler sonra saçlarımı uzatma kararı aldım sonra annemler yaz için tatil planı yapmaya başladılar aynı zamanda o ara abimin kolu kırıldı onunla baya uğraştım dalga geçtim sonra yine aynı dönem teyzemin tansiyon problemi çıktı onunla uğraştık sonra okuldaki bi çocuktan hoşlandım daha güzel giyinmeye başladım o arada haftasonları gelenekselleşen pazar kahvaltılarımızı yapmaya devam ediyoruz tabi ama en kötüsü sabahları okula gitmek için erken kalkmaktı.
Size bunları bu gereksiz detayları neden verdiğimi merak ediyorsunuz tabi.Meraklandırmadan söyliyim canlarım HAYAT HERŞEYE RAĞMEN DEVAM EDİYOR.SEN İSTESENDE İSTEMESENDE HERŞEY DÜZELECEK.İHTİYACIN OLAN SADECE ZAMAN.VE İLK BAŞTA KENDİN OLMAK ÜZERE İNSANLARIN DEĞERLERİNİ ONLAR HAYATTAYKEN BİLMEK VE ZAMANIN VARKEN HİÇ BEKLEMEDEN SEVGİNİ GÖSTERMEK SEVMEK SEVİLMEK.ÇÜNKÜ ONLARI KAYBETTİĞİMİZDE BUNLARIN HİÇBİR ANLAMI OLMAYACAK.
Zor günlerimizde zaman akıp geçmiyor gibi duruyor ya aslında öyle bir geçiyor ki hızına yetişmek mümkün değil.Ben dedemin öldüğü günü çok net hatırlarım, pazartesi günüydü ve ben o günden itibaren günlerce haftalarca aylarca şukadar gün oldu şukadar gün önce vardı bu kadar hafta önce hayattaydı diye diye kaç yılı bitirmişim ve en son inanın 3 yıl oldu dediğimi hatırlamıyorum.Bugun tam 7 yıl olmuş.Onuda tesadüfen hatırladım ananem vesilesiyle ama iyiki de öğrendim bu yaptığım ayıbı buda benim kendimi sorgulamamı sağladı.Bu yazıyı size hem bazı değerleri vaktiniz varken farketmeniz benim gibi olmamanız için yazdım ama asıl amacım benim biricik dedeme olan hem vefa borcum hemde ona karşu duyduğum mahçububiyetin özür mektubu belki görür duyar hisseder kim bilir?
Gerçe oralarda facebook twitter yada msn varmıdır bilmem ama teknoloji baya ilerledi yani internet mutlaka vardır yoksa bile kısa mesaj devri var dicem ama çok saçmalamış olucam dedem nerden bilsin mesaj atmayı internette gezinmeyi adam trt den star tv ye zor geçerdi neyse hem sonuçta sıradan bir dede değil o benim dedem bir yolunu bulur okur.
Ben böyle çok atıp tutuyorum diye benim herkesin değerini çok iyi bildiğimi yada anı yaşadığımı sevdiğim insanlara bunu açıkça söyleyebildiğimi falan düşünmeyin.Hangimiz becerebiliyoruz ki?Ama en azından belki hayatımızda gelip geçen insanları hatırlarsak ve onlar için sarfettiğimiz keşkeleri düşünürsek; BUNDAN SONRAKİ HAYATIMIZDA KEŞKE DEMEMEK İÇİN HAYATIMIZDA OLAN YADA OLMASINI İSTEDİĞİMİZ İNSANLARA FIRSAT VERMELİ DEĞERLİ OLDUKLARINI VE EN ÖNEMLİSİ SEVGİMİZİ HİSSETTİRMELİYİZ
Sevdiklerinize zaman ayırın; yoksa zaman sizi sevdiklerinizden ayırır-William Golding
Dedecim iyiki hayatımdan gelip geçtin,iyiki seni kısa bir süre olsada tanıdım hayatımın bundan sonraki evresinde seni asla unutmayacağım dersem belki yine yalan söylemiş olurum ,hayatın telaşlarını benden iyi sen bilirsin ama kalbimde yerin aklımda bana verdiğin öğütlerin ve parmağımda sen öldükten sonra ananemin bana verdiği alyansın hep benimle olacak.Haa bide hazır okumuşken benim kolamın içine su katıp anlamadığımı zannediyodun ya hep farkındaydım o korkunç şeyin kola olmadığını ama çaktırmıyodum bil istedim bide sakladığın çikolataları kimin yediğini merak ediyodun ya?Ben yiyodum ya hepsi için özür dilerim.Seni çok seviyorum dualarım hep seninle.MEKANIN CENNET OLSUN DEDEM.
7 Şubat 2013 Perşembe
ÜMİT KARAN RÖPORTAJI
Size söz verdiğim gibi röportajlarıma başladım ve ilkinide herkesin bildiği ve çok sevdiği Galatasaray'ın unutulmazlarından Ümit Karan ile yaptım.Dün akşam saat 21:00 gibi kendi mekanında Ataköy Marina'da Sansendo'daydık daha açılalı bir yıl olmamış ama gidip bizzat şahit olduğum gibi olduça rağbet gören bir mekan olmuş.Garsonlarından sunuma mekanın iç dizaynından herşeyine gerçekten buram buram kalite kokuyodu.Aynı zamanda Maçka Frame'inde işletmeciliğini üstlenen Ümit Karan'nında bu işi severek ve özenerek yaptığı her halinden belliydi.İlk tanışmamızdan sohbetin sonuna kadar verdiği enerji çok iyiydi.Bizim bildiğimiz popüler topçu Ümit Karan olmanın dışında ben karşımda hayatında mutlu işini iyi yapan mütevazi ama bir okadar da kendinden emin bir adam gördüm.
DİPNOT:Parfümüne masaya daha oturduğu ilk dakikadan beri bayıldım ve fırsatını bulduğum andada sormaktan çekinmedim Christian Dior-Homme baylar kesinlikle denemelisiniz muhteşem bir havasu var parfümün yada Ümit Karan sıktığı için mi bana öyle geldi bilemicemde siz yinede deneyin
İlk önce Ümit KARAN'a bana vaktini ayırdığı için sonrada biricik Kerem ACAR'a vesile olduğu için çok çok teşekkür ediyorum ben çok keyif alarak yaptım bu röportajı umarım sizde çok keyif alarak okursunuz hepinizi öptüm şekerler.
"YILDIRIM DEMİRÖREN'DEN CACIK OLMAZ"
Futbol senin için bir çocukluk hayalimiydi yoksa Almanya'dan Türkiye'ye kadar kader mi getirdi ?
ÜMİT KARAN: Tabi ki küçüklüğümden beri hayal ettiğim bir şeydi ama hayatımda zaten hep vardı otururak istemedim bunu azimle çalışarak olur hayatta herşey ancak bu iş aynı zamanda yetenek işi.Ya vardır ya yoktur.Ama şunuda söyleyebilirim hiç bir zaman hırs bürümedi gözümü sadece gönülden istedim.
Galatasaray'ın yıldız oyuncularından biriydin sonrasında bir yıl süre Eskişehir'de oynadın gönlündeki hangi takım peki?
ÜMİT KARAN:Öyle bir kıyaslama yapılamaz bile Eskişehirde oynadığım süre belli. Galatasaray'ın yerini doldurma gibi bi durum asla olamaz.Ben hangi takıma gidersem gidiyim Galatasaraylı doğdum Galatasaraylıda ölücem onun aşkı değişmez.
Peki, Galatasaray'ın Drogba ve Sneijder gibi yeni transferleri hakkında ne düşünüyosun?Takımın geleceği nasıl olur?
ÜMİT KARAN: Valla Sneijder'i bilemem iyi mi kötü mü olurda Drogba kesinlikle doğru tercih takımın ruhuna yakışan bir isim oldu.
Her insan gibi seninde hayatında sıkıntılı zor süreçlerin oldu bunları hepimizde şahit olduk, insanlara olan güvenin azaldımı?Pişmanlıkların varmı?
ÜMİT KARAN:Zor zamanlarımda kimin yanımda kimin karşımda olduğunu çok daha iyi anladım, insanlara güven duymak benim için zor birşey aynı zamandada önemli tabiki etrafınızdaki kişileri iyi seçmeyi öğreniyosunuz yaşadığınız olaylarla.Ama öyle pişmanlık falan asla yok ben içi temiz adamım kendimi biliyorum kimin ne düşündüğü beni ilgilendirmez, hayatıma ve önüme bakarım
Birçok tarihi maçta oynadın ama seni en çok heycanlandıran hafızana kazınmış maçlar mutlaka vardır söylermisin?
ÜMİT KARAN:Okadar çok maç varki bir tane iki tane diye ayıramam zaten Galatasaray'da oynadığım her maç unutulmazdı benim için.Ama özellikle Fenerbahçe ile yaptığımız her maç benim için ayrı bir heycan ve zevkti.
Teknikdirektörlük yapmayı düşünmezmisin teklif gelse?Yada varmı şuan böyle bi durum ?
ÜMİT KARAN:Zaten benim futbolu ölene kadar bırakma gibi bir durumum olamaz , hep işin içindeyim, teknikdirektörlükte olabilir tabiki.
Türkiye Futbol Fedarasyonu Başkanı Yıldırım Demirörenin başknalığının Türk futboluna bir katkısı olduğunu düşünüyomusun?Varmı bir artısı?
ÜMİT KARAN: Bu konuda kesinlikle negatifim.Yıldırım Demirören'le bir cacık olmaz Türkiye'de.Hiç bir artısı da yok zaten ne ileri ne geri gider bu şekilde.
Futbolcuların giyimi her zaman konuşulur hatta alay konusu olur gösterişli ve kötü giyimleri konusunda ama sende gördüğüm kadarıyla önem veriyosun bunu aksine.Para harcıyomusun kıyafetine?
ÜMİT KARAN:Aman yok yok hiç bir zaman öyle olmadım zaten bizden geçti yaşlandık biz artık.Şaka bi yana tabi ne giydiğime aldığıma dikkat ediyorum özende gösteriyorum ama mütevazilikten yanayım öyle deli paralar harcamam giyimimime.
Çevrede birçok futbolcu örneği var ki oyunculuğa geçmiş televizyon şovlarında jüriliğe geçmiş gibi.Sende girmeyi düşünüyomusun bu tarz işlere?
ÜMİT KARAN:Zaten oyunculuk deneyimim oldu oynadım bir kaç kere.Şimdide Survivor'a gidicem iki yıldır isitiyolardı ama benim boş vaktim yoktu şimdi tamamen macera yeni bir heycan olması adına katılıyorum bu yarışmaya.
Boş vakitlerinde ne yaparısn düzeli olarak yaptığın bir aktivite varmı yada hobi?
ÜMİT KARAN:Boş vaktim hiç yokki daha çok uyuyorum çocuklarımla vakit geçiriyorum işlerimle ilgileniyorum ama günde tahmin edemiyeceğin film sayısı kadar film izlerim işte o asla bırakmadığım bir aktivititedir benim için.
Peki neden bu sektörü seçtin kendine ait iki mekanın var Sansendo ve aynı zamanda Maçka Frame yani işletmecilik neden baska sektör değilde bu , özel bi nedeni varmı?
ÜMİT KARAN:Ooo bizim ailede var zaten bu sektör , kökü Almanyalara dayanır hatta gazinoları vardır amcalarımın sonra kebapçılar varda var yani daha doğrusu hamurumuzda var zaten bende seviyorum bu işi benim için en önemli sebebi budur aynı zamanda ben eğlenmeyi sevende bi adamım yani
"ŞÖHRETİN İYİ YANI İMZA VERMEK OKADAR"
Herkes seni çok şanslı görüyo şöhret popülerlik bunlar herkesin istediği şeyler tanınıyosun biliniyosun seviliyosun peki bize göre bukadar avantajı varken hayatında dezavantajıda oldumu şöhretin?
ÜMİT KARAN:Avantaj mı? Şöhret nedir ki?İmza veriyosun tanınıyosun bukadar.Hayatımda kesinlikle dezavantajı daha fazla oldu şöhretin bi getirisi olmadı bana.Çevremdeki herkes sen Ümit Karan'sın şöyle yapsana böyle yapsana diyo ama bunlar çok boş şeyler hayatımda herzaman mütevazilikten yana oldum.
Basında hergün onlarca binlerce şey yazılıp çiziliyo seninle ilgili inanmalımıyız bunlara?Sen basına güveniyomusun doğru yansıttıklarını düşünüyomusun?
ÜMİT KARAN:Asla ama asla inanmayın.Basının hiç bir haberinede ne itimaatım var ne güvenim nede başka bir şey kendi kafalarına estiği gibi keyiflerine göre yazıp çiziyolar benimle ilgili hiç bir şeye inanmayın hep kendi uydurma olayları ve haberlerı
Hayatına ışık tutan yada sevdiğin bir söz varmı?
ÜMİT KARAN:"Azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz" sevdiğim ve hayatımda herzaman anlamı olan sözdür.
En sevdiğin ve bize önerebilceğin bir kitap varmı?
ÜMİT KARAN:Alexandra Cavelius'un Leyla adlı kitabı Boşnak bir kızın hayat hikayesini yaşadığı acıları anlatır ama zevkle okuduğum ve herkesinde mutlaka okumasını tavsiye ettiğim bir kitaptır.
Son olarak sormak istiyorum hayatında senin için önemli olan üç şey nedir?
ÜMİT KARAN: Ailem , İşim ve Eğlenmek
DİPNOT:Parfümüne masaya daha oturduğu ilk dakikadan beri bayıldım ve fırsatını bulduğum andada sormaktan çekinmedim Christian Dior-Homme baylar kesinlikle denemelisiniz muhteşem bir havasu var parfümün yada Ümit Karan sıktığı için mi bana öyle geldi bilemicemde siz yinede deneyin
İlk önce Ümit KARAN'a bana vaktini ayırdığı için sonrada biricik Kerem ACAR'a vesile olduğu için çok çok teşekkür ediyorum ben çok keyif alarak yaptım bu röportajı umarım sizde çok keyif alarak okursunuz hepinizi öptüm şekerler.
31 Ocak 2013 Perşembe
Beyoğlu'nun Şöhretsiz Şöhretinin Kızı Olmak
Dedem Erzurum'da doğmuş ancak Kars'a göçmüş oranın en güzel hatununu kapmış olmalı ki genlerim bukadar güzel olmuş zaten beni babaanneme benzetirler neyse megolamanlığı bir kenara bırakıp devam ediyorum.Orda dokuz çoçuk doğurduktan sonra baktılar ki iş imkanı yok ver eleni İstanbul.
Benim cennetim olan Beyoğlu'na gelmişler ev almışlar.Amcalarımdan halalarımdan kimisi okumuş kimisi ticarete atılmış kadınlar yaşı gelince direk evlenmeyi tercih etmişler tabi.Hiç görmediğim ama küçüklüğümde resmine bakıp ağladığım pamuk bir dedem varmış güzel sesini hiç duymadığım yorgun gözlerine bakamadığım ama adam gibi adam olduğuna emin olduğum bir Ata.Hayatlarında hep bir mücadele olmuş.
Babam anlatır tek göz odalı bir evde büyüdük çok yokluk çektik herşeyimiz yavaş yavaş oldu.Ama dokuz kardeşlerin arasında en haşarısı babammış.Hepsi sağa gittiyse babam hep sola gitmiş.Babam okumayı tercih etmemiş ozamanların Yahudi çırağıymış oyüzden çok güzel rum şivesi yapar,onların arasında büyümüş harmanlanmış.Çok okuyan mı çok gezen mi derler ya.Babam hayatı çok gezerek öğrenmiş sonrasındada çok okuyarak pekiştirmiş.Kendine özgü tavırları olan herkesin sevdiği babası olarak gördüğü çok konuşkan esprili inatçı kendi fikirlerini sonuna kadar savunan bir adamdır Babam.Yedi sekiz yaşlarında Asmalımescit'e gelmiş ve hala kopamadığı bir ev bir memleket orası aynı zamanda benimde doğup büyüdüğüm yer.
Babam Beyolu-Taksim-Asmalımescit-Taksim-Cihangir-Tophana sınırlarının "ŞÖHRETSİZ ŞÖHRETİ".Lakabı BAŞKAN'dır.Ben bile onu Başkanımm diye severim.Herkes ona BAŞKANIM der saygu duyar , oda bunun hakknı verir ve hepsine EVLADIM der , sadece abimle biz değilizdir onun çocukları onun geniş bir ailesi vardır.
Babam yokluktan varlık yaratan , çıraklıktan patronluğa çıkan emekçi ve tabiki şanslıda bir adamdır.Yeri geldi zora düştü, maddi manevi çok şey yaşadı yaşıyor ve belkide yaşıcak ama Babamın bana çok güzel bir öğüdü vardır."BEN ÇOK PARA KAYBETTİM AMA İNSAN HİÇ KAYBETMEDİM ÇÜNKÜ CEBİMDEKİNE DEĞİL HEP KALBİMDEKİNE GÜVENDİM"der.Bazen ne yaptığini bilmeyen hiiç büyümeyecek olan küçükte bir çocuktur o.Bende kızarım ona arada ama sonra düşünürüm bu adam 49 yaşında neler yaşadı kim bilir neler hakkıdır yapsın , zaten size bir şey söyliyimmi çekicekseniz babanızın nazını kahrını çekin çünkü hayatta sizden hiç bir şey beklemeden sizi seven değer veren ve ÇIKAR İLİŞKİSİ OLMAYACAK TEK ERKEK BABANIZDIR.
Okadar popüler bir adam ki babam hani bende doğal olarak şöhretsiz şöhretin kızıyım ve artık yaz-kış farketmez babamın ajanları her yerde gözlükle dolaşırım ben.Kötü bir şey yaptığımdan değil ama Alo Başkan Aylin'i Cihangir'de şurda gördük.Aylin bizim mekanda şu mekanda yanında şunlar var.Hani bi ben bi Paris Hilton diyorum bazen hayat çok zor bize.Ünlüler der ya "En büyük hayalim Taksim'de dilediğim gibi dolaşmak "gibi heh işte aynısı benim içinde geçerli.Şaka bi yana gerçe ben kendime sonuna kadar güvendiğim için kendimi bildiğim için özgürce dolaşıyorumda yinede o gözlük takılacak yani.
Aslında üstte rahatsız oluyomuşum gibi yazdığım şeyler şımarıklıktan yoksa çok hoşuma giden şeylerde var.Herkes tanır heryerde tanıdığım vardır.Gittiğim mekan yer semt özellikle Asmalı-Taksim-Cihangir-Beyoğlu ve Tophane arasıda Babama farketmez 81 ile yayılmış bi adamdır o.Arkadaşlarım bile bazen yeter Aylin diyip gülüyorlar yada çevremde kim doğum gunu yada başka organizasyon yapsa Aylin nerde ayarlıyosun der?Ama bunların hiç biri babamın çok parası olduğu için mi çok torpil yaptığı için yada çok tanınmış bir aileden geldiği için mi?Hayır ÖNCE İNSAN OLDUĞU İÇİN.
Kuralsız bir adamdır o , Beyoğlundaki klisede papazın evine girilmez yazısını görmezden gelip papazla evinde çay içebilen tramvaya el işareti yapıp olmuyacak yerde durduran dilini bilmediği işadamı fransızları masada kravatlarını başına taktırıp dans ettirebilen en iyi mekanda bile menüyü kenara itip garsona istediğini yaptırabilen bir adamdır.O klasik bir baba değil O BENİM BABAM.
Babam bana kompleksiz olmayı , insanarın yaşam standartlarına saygı duymayı ve onların hayatına girdiğinde ayak uydurmayı en iyiyi en kötüyü , şükretmeyi arsız olmamayı yardım etmeyi merhamet etmeyi insan kayırmamayı herkse değer vermeyi , büyüklerimin yanında nasıl oturucağımı saygı duymayı öğretti.
Erdal Karakuş anlatılmaz yaşanır , hani babamı tanımaynlar amma abarttı diyolarsa bana mutlaka yazsınlar ve ben bizzat babamla tanıştırayım hani bukadar komik zeki bilgili komplekssiz ve eğlenceli bir adam bulabilirmisiniz bir daha konuşalım.Hala yok ne yazıcammı diyorsunuz , e aşk olsun size.
22 Ocak 2013 Salı
Bu kız şimdi ne yapıyor? Diyenlere..
Ben 17 yaşındayım hakkımda yazan bölümde de görüceğiniz gibi yaşı küçük ama hayalleri büyük bir kızım,Hayattan çok şey istiyorum hatta bazen vermeden almak istiyorum.Çok hatalar yapıyorum ama bunlarla da büyüyorum.Bide üstüne bazen hatalarımdan derste almıyorum o daha fenası ama herşeye rağmen mutlu olmayı ve 32 dişimi pişkince herkese göstermeyi çok iyi biliyorum.Çok konuşkan sosyal ve ağzı iyi laf yapan biri olarak duygularını korkak bir fare gibide saklayan biriyim.Bide böyle yaparak kendimi daha güçlü hissediyorum düşünün yani.Çevremdeki çoğu kişinin de öyle olduğuna eminim.Gözlem çok iyi yapan bi insanım siz bu kız hiç birşey takmıyor diye düşünürken ruhunuzu okumaya çalışırım ve başarırıımda. Bugün itibariyle aldığım kararla bu bloğuma içimden geçen fakat dillendiremediğim gözlerimle anlatamadığım davranışlarıma dökemediğim ne varsa yazıcam.Bazen acaba bana mı yazıyo diye düşünürseniz ,emin olun size yazıyorumdur.Burada eğlenceli hikayeler kadın-erkek ilişkileri, sosyal konular,benim başımdna geçen olaylar yani hayata dair ne varsa bulabilrisiniz.Hemen ön yargı yapıp dur daha yaşın kaç başın kaç demeyin.Aklın yaşta değil başta olduğunuda unutmayın derim.Şimdiden değer verip okuduğunuz için siz değerli insanlara teşekkürlerimi iletiyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)